Aile içi sağlıklı iletişim nasıl mümkün olabilir?

Aile içi sağlıklı iletişim nasıl mümkün olabilir?

Bireyin özündeki meramı, diğerlerine anlatabilecek bir şeylerinin olmasıdır. Düşünce, duygu ve davranış üçgeni içerisinde; sürekli bir döngüde gidip gelen birey için kendini ifade edebilmenin temel anahtarı iletişimdir. İletişim enstrümanları burada sözel olan ve sözel olmayan şeklinde ayrılmaktadır. Kimi zaman duyguları anlatmak için bir göz teması, jest ve mimikler yeterli olurken, çoğunlukla söz yani dil devreye girmektedir.

Aile, en sade ifade ile toplumun çekirdeğini oluşturur; merkezdedir ve büyük sistemde, yani toplumda onun yansımaları görülmektedir. Sistemi şekillendiren aile kavramı sağlam temeller üzerine oturmadığı sürece toplumdaki yansımalarının da sağlıklı işleyeceğini söylemek doğru olmayacaktır. Çünkü aile içindeki her bir üye aynı zamanda bireydir ve bu bireylerin psikolojik olarak ne kadar sağlıklı olduğu toplum içindeki hal ve tavırlarına da sirayet etmektedir. Bu sebeple, aile üyeleri arasında anlaşmazlıkların yaşanması doğal bir süreçtir fakat bunların doğru, yani sağlıklı yollarla ifade edilmesi kritik bir öneme sahiptir.

İLETİŞİM NEDİR?

Bireyin dünya tarihi sahnesindeki varlığının ispatı diğerleri ile kurduğu iletişim sayesinde oluşmuştur. Öyle ki başlangıçta dumanla haberleşirken, kendini anlatmak için bir süre sonra mağara duvarlarını kullanmıştır ve en sonunda belki de en büyük devrimi sayılabilecek olan konuşma eylemini gerçekleştirmiştir (Gönenç, 2007). İletişim bir mesaj alışverişidir. Mesajı gönderen ve mesajı alan kişi çerçevesinde gerçekleşmektedir. Buradaki mesajın içeriği bir isteğin dile getirilmesi, bir duygunun ve düşüncenin ifade edilmesi ya da bilgi akışı olabilmektedir. Bu iletinin bir geri dönüşü de olacaktır. İşte burada gönderen ve alıcı arasındaki iletişim alışverişinin ne kadar sağlıklı olduğu kurulan iletişimin kalitesine göre değişmektedir.

AİLE İÇİ İLETİŞİM KAVRAMI

Aile içi iletişim eşlerin birbirleri arasında, annenin çocuğuyla veya çocuklarıyla, babanın çocuğuyla veya çocuklarıyla, çocuğun anne ve babasıyla, kardeşlerin birbirleri ile kurduğu iletişim olarak tanımlanabilir’ (Şahin ve Aral, 2012, s.62). Aile içi iletişimde bir nevi karşılıklılık ilkesi çalışmaktadır. Aile üyesi sevgi, saygı ve anlayış gösteriyorsa -aynı şekilde- karşı taraftan da bu dönüşleri bulacaktır ve yine sevgisizlik, ilgisizlik, saldırganlık gösteriyorsa bunları da yine karşı taraf ona yansıtacaktır. Sağlıklı iletişim mekanizmasına sahip bir ailede ise üyeler öfkelerini de, kaygılarını da, mutluluklarını da dengeli bir şekilde yansıtabilmektedirler.

AİLE İÇİ SAĞLIKLI İLETİŞİM NASIL MÜMKÜN OLABİLİR?

Aile içinde zaman zaman fikir ayrılıkları, uyumsuzluklar mümkündür ve doğaldır. Bunu sağlıklı bir iletişim sistemi içerisinde çözebilmek için ise bazı önemli noktalara dikkat edilmelidir:

      1) Aile üyelerini olduğu gibi kabul edebilmek: Her bireyin kişilik özellikleri kendine hastır ve farklılık göstermektedir. Yargılanmamak, koşulsuz sevilmek ve sayılmak her aile üyesinin en haklı isteğidir.

      2) Empati geliştirmek: Aile üyelerinin her zaman aynı görüşte olma zorunluluğu yoktur. Sadece duygularını anlamaya çalışmak ve karşı taraf ile ilgilendiğinizi; bir anlama çabasında olduğunuzu hissettirmek önemlidir.

      3) Rahatsız eden düşünce ve duyguları paylaşmak: Aile içi çatışmalarda çoğunlukla çatışmayı oluşturan öge pasif agresif eylemler olmaktadır. Bunun yerine rahatsız eden durumu açık bir şekilde paylaşmak oluşan öfkeyi sağlıklı bir şekilde ifade edebilmeyi de mümkün kılacaktır.

     4) Problemi ortaya koymak ve çözüm yolları aramak: Aile üyelerinden biri/birileri ile yaşanan sorunda öncelikli olan problemin -mümkün olduğunca– objektif bir biçimde ortaya konmasıdır. Çözüm noktasında ise yollar beraber aranmalıdır ki karşılıklı verilen bir emek, değer duygusunu kuvvetlendirebilsin.

     5) Aile içi kararları beraber almak: Özellikle ergen bireyleri rahatsız eden nokta dinlenilmemek, dahil edilmemektir. Aile içinde mutlaka ortak kararlar beraber konuşulmalı, her aile üyesinin görüşü alınmalıdır. Bu illaki çocuğun ya da ergenin söyledikleri yapılacak demek değildir fakat aidiyet duygusunun pekiştirilmesi ve aynı zamanda orta yolu bulmak için bu önemli bir husustur.

Kaynak:

Gönenç, E. Ö. (2007). İletişimin tarihsel süreci. İletişim Fakültesi Hakemli Dergisi, 28, 87-102.

https://tinyurl.com/97ysnjus

Şahin, S., & Aral, N. (2012). Aile içi iletişim. Ankara Sağlık Bilimleri Dergisi, 1(3), 55-66.

doi: 10.1501/Asbd_0000000029.

Psikolog Laçin SEVİN

E-posta Adresi: [email protected]
Instagram: psk.lacin.sevin
LinkedIn: https://tinyurl.com/5xf4z55e

Şurada paylaş:

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir