Eurocities ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen çevrimiçi “Demokrasi ve İnovasyon İçin Kentler Zirvesi”, Avrupa’daki vatandaşları bir araya getirdi. Liderler, yerel özerkliğin yeniden güçlendirilmesi, teknoloji destekli katılımcı vatandaşlık ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun serbest bırakılması çağrısında bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Avrupa’daki büyük şehirlerin oluşturduğu işbirliği ağı Eurocities’in ev sahipliğinde çevrimiçi gerçekleştirilen “Demokrasi ve İnovasyon için Kentler Zirvesi”, belediye başkanları, şehir yetkilileri, sivil inovasyon liderleri ve genç aktivistlerin de yer aldığı 900’den fazla katılımcıyı çevrimiçi olarak bir araya getirdi. 9 Mayıs’ta kutlanan Avrupa Günü’nde düzenlenen etkinlik, ulusal siyasetin dengesiz gücünü artırdığı dönemlerde bile, Avrupa şehirlerinin şeffaflık, teknoloji ve sınır ötesi işbirlikleri aracılığıyla demokratik değerleri nasıl koruduğunu ve kapsayıcı, dirençli topluluklar inşa ettiğini gözler önüne serdi.
İstanbul‘a dayanışma mesajı
Avrupa’da 150 milyondan fazla insanı temsil eden Eurocities’in Genel Sekreteri André Sobczak, “Daha demokratik bir Avrupa, şehirlerden başlar” diyerek, Avrupa’dan 220’den fazla büyük belediyeyi bir araya getiren Eurocities’in, İmamoğlu’nun derhal serbest bırakılmasını talep eden ortak bildiriye öncülük ederek hazırladığını vurguladı. Sobczak, Eurocities’in savunuculuğunun süreceğini belirterek, 80 Avrupa belediye başkanının bildiriyi şimdiden imzaladığını belirtti.
Zirvede konuşan İBB Genel Sekreteri Prof. Dr. Volkan Demir, açık veri portallarından, global seviyede ödüllü Tech Istanbul hızlandırma programına kadar, İstanbul’un katılımcı yönetim reformlarını anlattı ve 19 Mart 2025’te Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını “demokratik tercihe doğrudan bir saldırı” olarak nitelendirdi.
Belediye Başkanlarından açıklamalar geldi
Sofya Belediye Başkanı Vassil Terziev, “Demokrasi ancak liderler ‘fildişi kulelerinden’ çıkar, anlaşılır açık veriler paylaşır, katılımcı bütçeleri hayata geçirirse gelişebilir. Demokrasi için vatandaşlara özgürlüğün, birlikte karar verme sorumluluğunu da beraberinde getirdiğini öğretmek gerekir. Demokrasi en zahmetli yönetim biçimidir. Her gün çalışmak, açık veri sunmak ve vatandaşlara yakın olmak gerekir çünkü izole bir şekilde kararlar alınamaz” dedi.
Oslo Belediye Başkanı Eirik Lae Solberg, demokrasinin seçimler arasında yaşadığını savunarak radikal şeffaflık gerektiğini belirtti. Belediye Başkanı, “Demokrasinin bedeli açıklık, şeffaflık ve hesap verebilirliktir. Bazen zor kararları önermek ve doğrudan eleştiriyle yüzleşmek gerekir çünkü bizim patronumuz halktır” açıklamasını yaptı.
“Kentler, demokratik dayanıklılığın kendine yuva bulduğu yerler olabilir”
Floransa Eski Belediye Başkanı ve Avrupa Parlamentosu Üyesi Dario Nardella, şehirleri “demokrasi ve inovasyonun her gün buluştuğu laboratuvarlar” olarak tanımlayarak, temel hakları savunmak, tabandan çözümleri paylaşmak, Avrupa ve Akdeniz çevresinde yeni bir demokratik mutabakat oluşturmak için şehirlerarası ağların güçlendirilmesi çağrısında bulundu: Nardella, “Şehirler duvarlar değil köprüler inşa eder. İnovasyonla demokrasiyi birleştirirsek, sokaklarımız özgürlüğü canlı tutan sosyal laboratuvarlara dönüşür” ifadelerini kullandı.
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Kerem Öktem, Avrupa’nın militarizm ve aşırı sağ siyasete kaymasının demokratik normları tehdit ettiğini belirterek, şehirlerin direnç hattı olduğunu savundu. İstanbul ve Budapeşte gibi kentlerin kapsayıcı kamusal alanlar, cinsiyet eşitliği gözeten istihdam politikaları ve kapsayıcı ekonomik programlarla demokratik kaynakları yeniden ürettiklerini ve alternatif, hak temelli gelecekler sunduklarını söyledi. Öktem, “Kentler, ulus-devlet otokratikleştiğinde bile demokratik dayanıklılığın kendine yuva bulduğu yerler olabilir” dedi.
Sivil Teknoloji ve “Akıllı Yetenekli Şehir” Savunucusu Gerri Burton, yapay zeka çağında dijital ekonomiyi, ulusların değil şehirlerin şekillendireceğini ve “teknoloji odaklı” akıllı şehir modellerinden, insan odaklı “akıllı yetenek” anlayışına geçilmesi gerektiğini vurguladı. Dayanıklı şehirlerin halkını sürekli değişime hazırladığını, öğrenmenin sınıf ortamının dışına taşındığı ve her yeni geleni keşfedilmemiş bir potansiyel olarak gördüğünü belirtti. Burton sözlerini şöyle sonlandırdı: “Belediyeler, bu tür insan merkezli politikaları küresel şehir ağları aracılığıyla paylaşarak, kapsayıcılığı ve inovasyonu büyümenin ikiz motorlarına dönüştürebilir. Dayanıklılığı benimseyen şehirler, insanlarına değişime hazır olmayı öğretir. Herkesin deneyimi değerli olduğunda, inovasyon ve kapsayıcılık birlikte ilerler.”
“Belediye başkanlarının, vatandaşların geleceğini koruyacak politikaları şekillendirmeleri gerekir”
Portekiz’in en büyük 3. şehri Braga’nın Belediye Başkanı Ricardo Rio, kentleri yerel demokrasiyi savunmaya, küresel ağlardan destek almaya ve orta ölçekli şehirlerin dahi kapsayıcı büyüme sağlayabileceğini ispatlamaya çağırdı: Rio, “Belediye başkanlarının dünyayı yönetmesi gerekmez; vatandaşların geleceğini koruyacak politikaları şekillendirmeleri ve hayata geçirmeleri gerekir” dedi.
İBB Başkanı’nın Dış İlişkiler Danışmanı, Emekli Büyükelçi Mustafa Osman Turan da şu açıklamayı yaptı: “Şehir diplomasisi artık yumuşak bir güç değil, demokrasinin hayatta kalmasıdır. Ulusal kurumlar zayıflarken, şehirlerin yükselmesi gerekir. Şehir yönetimimizin geleceğini otoriter tutumun belirlememesi için mücadele edeceğiz.”
Gençlikten eylem çağrısı
Z kuşağı aktivisti Ezgi, yetkilileri eyleme geçmeye çağırarak “Eğer bizimle sokakta olamıyorsanız, o sokakları bizim için güvenli hale getirin” dedi ve şehirlere demokrasi sağlayıcı araçlar geliştirmesini ve kalıcı bir gençlik ittifakı kurulmasını önerdi.
İBB ve Eurocities ev sahipliğinde çevrimiçi gerçekleştirilen “Demokrasi ve İnovasyon için Kentler Zirvesi”ni organize eden ve sunan Mine Dedekoca ise “Dirençli her şehirde, her yurttaş katılımlı ortamda ve sessizlik yerine işbirliğini seçtiğimiz her anda demokrasi yaşamaya devam eder” açıklamasını yaptı.