BİTKİDEN, Uluslararası Çay Günü’nde güvenli tüketime dikkat çekti

BİTKİDEN, Uluslararası Çay Günü’nde güvenli tüketime dikkat çekti

Ambalajsız ve kontrolsüz ürünler ciddi sağlık riski taşıyor


Dünyada sudan sonra en çok tüketilen içecek çay. Türkiye ise kişi başına günlük çay tüketiminde dünya şampiyonu. 21 Mayıs Uluslararası Çay Günü kapsamında açıklamalarda bulunan BİTKİDEN Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akdağ, açıkta satılan ve denetimsiz ürünlerin yarattığı gıda güvenliği risklerine dikkat çekiyor. Ambalajlı, izlenebilir ve gıda güvenliğine uygun ürünlerin tercih edilmesi gerektiğinin altını çizen Akdağ, doğal olduğu düşünülen her bitkinin güvenli olmadığına vurgu yapıyor.

Birlikte geçirilen anların vazgeçilmezi, misafirperverliğin simgesi ve köklü bir kültürel ritüel olan çay; dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Sudan sonra dünyada en çok tüketilen içecek olan çay, farklı coğrafyalarda kendine özgü anlamlar kazanarak kültürlerin bir parçası haline gelmiştir. Bir yandan sosyal bağları güçlendiren bir sembol olan çay, diğer yandan küresel ölçekte milyonlarca insanın geçim kaynağını da oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, çay üretimi ve işleme dünya genelinde 13 milyondan fazla insanın, özellikle de küçük ölçekli çiftçilerin ve ailelerinin geçim kapısı konumundadır. Ayrıca FAO raporuna göre, 2022 yılında dünya çay tüketimi yeşil çay ve “diğer” çay türlerindeki üretim artışının da etkisi ile 2021’e kıyasla %2 oranında arttı. Son on yılda dünya genelinde çay tüketimi yıllık ortalama %3,3 oranında artış gösterdi. Çeşitlendirme ve katma değerli ürün geliştirme, sektörün performansını artırmada kilit rol oynamaktadır; çünkü tüketici davranışları değişmekte ve özel üretim çaylar ile yüksek kaliteli çay ürünlerine yönelim giderek artmaktadır.

FAO’nun 2025 Dünya Çay Günü mesajında da bu çok yönlü öneme dikkat çekiliyor. Küçük üreticilerin desteklenmesi, adil ticaretin teşvik edilmesi ve iklim dostu üretim yöntemlerinin yaygınlaştırılması çağrısı yapılıyor. FAO, çay üretiminin kırsal kalkınmayı destekleyen ve geçim kaynaklarını iyileştiren bir araç olduğunu vurgularken, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yoksulluğun azaltılması ve gıda güvenliğinin sağlanmasında önemli rol oynadığını belirtiyor. Ayrıca, çay üretiminin iklim değişikliği karşısında daha dayanıklı hale getirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Çayın sadece kültürel değil, aynı zamanda ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlayan bir ürün olduğuna vurgu yapılıyor. Bu doğrultuda tüketicilerin izlenebilir, güvenli ve sürdürülebilir ürünleri tercih etmesi, üreticilerin ise çevreye duyarlı yöntemler benimsemesi önem taşıyor. 21 Mayıs Uluslararası Çay Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan BİTKİDEN Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akdağ ise özellikle bitki çayı tüketiminde sıkça göz ardı edilen güvenlik ve bilgi eksikliği konularına dikkat çekiyor.

“Ambalajsız ürünlerde gıda güvenliği riskleri artıyor”

Çay tüketiminde dikkat edilmesi gereken en önemli konuların başında gıda güvenliği geldiğini belirten BİTKİDEN Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akdağ“Tüm çay türlerinde, güvenli bir tüketim için üretimden tüketime kadar tüm adımların izlenebilir, kontrollü ve standartlara uygun şekilde yürütülmesi büyük önem taşıyor. Ham maddenin temin edildiği noktadan nasıl işlendiğine ve tüketiciye hangi koşullarda ulaştığına kadar her aşama, gıda güvenliği kriterleri doğrultusunda denetlenmeli” dedi.

Akdağ, özellikle açıkta ve ambalajsız olarak satılan çayların, ciddi halk sağlığı riskleri barındırdığına dikkat çekti: “Bu ürünlerde ne kadar süredir beklediği, hangi koşullarda saklandığı ve içerisine nelerin karıştırılmış olabileceği bilinmiyor. Denetimin yeterli olmadığı bu tür ürünlerde zararlı mikroorganizmalar, toksinler, pestisit kalıntıları ve ağır metaller gibi sağlığı tehdit eden bulaşanlara sıkça rastlanabiliyor. Ayrıca gibi tüketicinin tercihlerinde öneme sahip olan hiçbir bilgiye ulaşmak mümkün olmuyor.” ifadelerini kullandı.

FAO’nun mesajını yineleyen Akdağ, çay sektöründe sürdürülebilir büyümenin anahtarının gıda güvenliği ve kalite standartlarına uyum olduğunu vurguluyor. Akdağ“Bilinen markaların güvenilir ve ambalajlı ürünlerinde gıda güvenliği risklerinin büyük bölümü ortadan kaldırılırken sürdürülebilir, izlenebilir ve güvenli ürünler tüketiciye ulaştırılır. Çünkü çayın gerçek değeri, sadece tadında değil; üretimden tüketime kadar gösterilen özenle ölçülür.” şeklinde ekledi.

“Sadece doğal olması yetmez, izlenebilir üretim süreci şart”

Doğallık vurgusunun zaman zaman yanlış anlaşıldığını belirten Akdağ, “Doğal olduğu iddia edilen her ürün güvenli değildir. Bitkilerin nasıl yetiştirildiği, hangi koşullarda kurutulduğu ve üretim sürecinde hijyen ile analiz kontrollerinin yapılıp yapılmadığı gibi pek çok faktör, ürünün güvenliğini belirler. BİTKİDEN Derneği olarak tüm ürünlerin izlenebilir üretim süreçleriyle, bilimsel yöntemlere ve Türk Gıda Kodeksi’ne uygun şekilde üretilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Örneğin, halk arasında ‘papatya’ olarak bilinen pek çok farklı tür bulunurken, yalnızca ‘Mayıs papatyası’ güvenli ve farmakolojik olarak tanımlanmış bir türdür. Yanlış türlerin kullanımı, özellikle açıkta satılan ürünlerde ciddi sağlık risklerine yol açabilir. Bu nedenle, bilimsel olarak tanımlanmış ve kontrollü koşullarda üretilmiş bitkilerin tercih edilmesi önemlidir. Tüketicilerin de bu süreçlere dikkat ederek seçim yapması gerekiyor; özellikle çocuklar, hamileler ve kronik rahatsızlığı olanlar için bu titizlik daha da büyük önem taşır.

Şurada paylaş:

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir