İstanbul Boğazı’nın zarif kıyısında konumlanan Four Seasons Hotel Bosphorus, şehrin estetik ve kültürel kimliğini yansıtan bir tasarım seçkisine ev sahipliği yapıyor. Türkiye’nin önde gelen çağdaş tasarımcılarından Esma Dereboy’un imzasını taşıyan ‘Origins İstanbul’ Koleksiyonu, 22 Mayıs’tan bu yana Four Seasons Hotel Bosphorus’ta sanat ve tasarım meraklılarıyla buluşuyor. Koleksiyon, lansmanın ardından genel satışta da yerini aldı.
Esma Dereboy’un özgün formları, minimal detayları ve İstanbul’a duyduğu özel bağ ile şekillenen bu özel enstalasyon, şehrin çok katmanlı kimliğini estetik bir dilde yorumluyor. Organik hatların modern dokular ve geleneksel izlerle buluştuğu koleksiyonun her detayında; Boğaz’ın zarafeti, Tarihi Yarımada’nın hafızası ve İstanbul’un geçmişle geleceği aynı potada eriten yapısı hissediliyor. Sanatçının özgün form anlayışı, bu koleksiyonla birlikte kente adanmış şiirsel bir anlatı sunuyor.
Seramik ve porselen sanatına getirdiği yenilikçi yorum ve güçlü estetik diliyle son yılların en dikkat çekici isimlerinden biri haline gelen Esma Dereboy, uzun yıllardır zamansız tasarımlar yaratıyor. Mimariyle kurduğu bağ, duyusal materyal kullanımı ve yalın estetik yaklaşımıyla kendi çizgisini oluşturan sanatçı, bu sergide İstanbul’un geçmişten bugüne taşıdığı ruhu yeniden şekillendiriyor. Koleksiyon aynı zamanda, Four Seasons Hotel Bosphorus’un şehre, sanata ve zamansız tasarıma duyduğu bağlılığın da güçlü bir yansıması niteliğinde.
Four Seasons Hotels Istanbul Genel Müdürü Reto Moser, sergiye dair şunları söylüyor: “Four Seasons olarak, sanatla iç içe olmayı ve misafirlerimizi sanatla buluşturmayı çok önemsiyoruz. ‘Origins İstanbul’ Koleksiyonu, hem şehrin ruhunu hem de zamansız zarafeti temsil eden özel bir proje oldu. Esma Dereboy gibi yaratıcı ve yetenekli bir çağdaş tasarımcının eserlerini otelimizde ağırlamak bizim için büyük bir mutluluk.”
Esma Dereboy: “Origins İstanbul Koleksiyonu’yla sessiz ama derin hikâyeleri yeniden görünür kılmak istedim.”
Koleksiyona hayat veren Esma Dereboy, etkinlikte yaptığı konuşmada, “İstanbul bugün, hepimizin tanıklık ettiği gibi biraz kaotik, biraz karmaşık bir şehir haline geldi. Bu karmaşanın içinde, şehrin köklerindeki güzelliklere gözlerimizi kapatıyor, farkındalığımızı yitiriyoruz. Oysa İstanbul, geçmişten bugüne taşıdığı detaylarla hâlâ çok şey fısıldıyor. Origins İstanbul Koleksiyonu’yla o sessiz ama derin hikâyeleri yeniden görünür kılmak istedim. Bu yapıları sadece mimari unsurlar olarak değil, birer duygu taşıyıcısı olarak ele aldım. Çünkü onlar sadece İstanbul’u anlatmıyor; bize, bugüne, insana dair evrensel duygular da taşıyor. Bu koleksiyon, İstanbul’un yapıları ve o yapıların taşıdıkları anlamlarla, duygu ve hafıza katmanlarıyla 8 ayda şekillendi.” dedi.
Her yıl kendi gelişimi için bir kelime seçtiğini belirten Dereboy, “Bu yılki kelimem ‘Parla’ydı. Origins İstanbul, o kelimenin bir yansımasına dönüşsün istiyorum. Umarım bu koleksiyon da kendi ışığıyla parıl parıl parlar.” dedi.
İlk olarak Four Seasons Hotel Bosphorus’ta sergilenen Esma Dereboy imzalı “Origins İstanbul” enstalasyonu, şehrin yüzyıllardır süregelen çok katmanlı yapısını ve kültürel mirasını çağdaş bir bakış açısıyla yorumluyor. Alman Çeşmesi, Galata Kulesi, Kız Kulesi, Dikilitaş, Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı ve Medusa gibi İstanbul’un mimari siluetine damga vuran yedi ikonik yapıdan ilham alınarak tasarlanan bu özel eserler, her bir yapının karakteristik detaylarını modern form diliyle yeniden şekillendiriyor.
Minimalist çizgilerle tasarlanmış özgün objeler, tarihsel mimarinin zarafetini çağdaş estetikle buluştururken; aynı zamanda İstanbul’un zamansız ruhunu otel misafirlerine deneyimleme fırsatı sunuyor. Her parça, hem bir anı nesnesi hem de estetik bir yorum olarak, izleyiciyi İstanbul’un büyüleyici geçmişiyle bugünü arasında duygusal bir yolculuğa davet ediyor.