Turizm sektörünün önde gelen ismi, yazar, iş insanı Ali Bilir, “Nasıl Düşünürsen Öyle Yaşarsın” kitabının imza töreninde kitapseverlerle buluştu. Pandemi döneminde bu kitabın haricinde bir kitap daha yazdığını belirten Bilir, yeni kitabının da geçmiş ile günümüzü karşılaştıracak ve hayatından kesitlere yer vereceğin belirterek heyecanını sevenleriyle paylaştı.

Doğduğu ve büyüdüğü Giresun’un Görele ilçesi ile Beykoz’a bağı ile tanınan Turizm sektörünün önde gelen ismi, yazar, iş insanı Ali Bilir, yeni kitabı “Nasıl Düşünürsen Öyle Yaşarsın’ın Nevmekan Sahil’de düzenlenen imza gününde kitapseverler ile buluştu.

İmza gününe yoğun ilgi yaşanırken, Ali Bilir imza sırasında sevenleriyle sohbet ederek Görele’nin ve Beykoz’un kendisi için önemini anlattı. Samimi bir havada geçen imza gününde Bilir, yaşamından kesitleri aktararak yeni kitabı üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Nasıl Düşünürsen Öyle Yaşarsın kitabının aslında herkesin kitabı olduğunu söyleyen Ali Bilir şu ifadeleri kullandı:

“İki yeni kitabı, hem Görele hem de Beykoz’u yazmak nasip oldu. Bundan sonra da inşallah başkaları da bu alanda güzel eserler ortaya çıkarırlar. Gezmiş olduğum ülkelerden 35’ini de kitaplaştırdım. Bugün de ‘Nasıl Düşünürsen Öyle Yaşarsın’ kitabımızı siz değerli kitapseverlerin beğenisine sunuyorum.

“KENDİNİZİ NASIL HİSSEDERSENİZ ÖYLE YAŞARSINIZ”

Herkesin aslında hayatını anlamlandırabileceği birçok alan var. Hayattaki en büyük sıkıntı izlediğimiz filmler ile kendimizi bir noktada konumlandırmaya çalışmamız. Aslında dostlarınızla, arkadaşlarınızla da hayatınızı güzel şekilde konumlandırabilir ve anlamlandırabilirsiniz. Okumanın çok önemi var evet ama bunların hiçbiri belirleyici değil. Kendinizi nasıl hissederseniz öyle yaşarsınız.

“GEÇMİŞ VE GÜNÜMÜZÜ KARŞILAŞTIRACAK BİR YAPI OLACAK”

Bu kitap bana pandemi döneminin bir hediyesi oldu. Pandemide online yazarlık dersleri aldım. Bir roman ya da öykü yazmak için buna ihtiyacım vardı. Bu süreç içerisinde bir kitap daha yazdım. Bu kitabımı da yakın zamanda siz değerli kitapseverler ile buluşturmak için büyük heyecan duyuyorum. Orada küçük Ali’yi anlatıyorum. Anne ve babamı, köydeki yaşantımı kaleme alıyorum. Küçücük bir çocukken Görele merkezinde kayboluşumu, belediye hoparlörlerinden adımın haykırılışını anlatıyorum. Yıllar sonra çocuğumun da aynı şekilde kayboluşunu ve iki olay arasındaki benzerliğin beni nasıl etkilediğini dile getiriyorum. O günkü Türkiye’yi, İstanbul’a gelişimi ve gecekondu olan evimizdeki yaşantımı aktarıyorum.  Hayatımdaki bunun gibi daha nice ince dokunuşları ve anılarımı anlatıyorum. Bunun için çok acele etmiyorum. Ancak geçmiş ve günümüzü karşılaştıracak bir yapı olacağı için benim için bu kitabın çok değerli olduğunu belirtmek isterim.

“İNSAN OKUDUKÇA KENDİNİ YENİDEN KEŞFEDİYOR”

Eğitimin ve okumanın hiçbir yaşı yok. Şu an doktora eğitimimi sürdürüyorum. Bunların tamamını da kendim için yapıyorum. ‘Daha ne kadar kendimi geliştirebilirim?’ sorusunu sürekli kendime soruyor ve harekete geçiyorum. Eğer kendimi eğitim anlamında bulunduğum noktadan daha ileriye götüremezsem huzursuz hissediyorum. Ben şunu fark ettim. İnsan okudukça kendini yeniden keşfediyor ve dinginleşiyor. Yaşamımda dahi bu etkileri gözle görülür şekilde hissetmeye başladığımı söyleyebilirim.”

-Bulten360-