İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Baltaş Grubu’ndan ‘İK’da Yeni Yaklaşımlar: İnsan ve Değişim Zirvesi’

İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Baltaş Grubu’ndan ‘İK’da Yeni Yaklaşımlar: İnsan ve Değişim Zirvesi’

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Baltaş Grubu işbirliği ile düzenlenen “İK’da Yeni Yaklaşımlar: İnsan ve Değişim Zirvesi”, insan kaynakları alanındaki güncel yaklaşımları ve değişim süreçlerini ele aldı. Etkinlikte, insan potansiyelini doğru yönetmenin, yeni teknolojilerle desteklenen insan odaklı bir yaklaşımı gerektirdiği vurgulandı. Zirvede konuşmacılar, geleceğin iş gücünü şekillendirecek yeni İK stratejilerinin önemine dikkat çekti.

İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Baltaş Grubu işbirliğiyle santralistanbul Kampüsü’nde “İK’da Yeni Yaklaşımlar: İnsan ve Değişim Zirvesi” düzenlendi. İnsan gelişimi ve iş dünyasının hızla değişen dinamiklerine odaklanan zirvede, yapay zekâ, liderlik ve kurumların performans ölçütlerinden biri olarak sürdürülebilir insan kaynakları gibi güncel konular, alanında yetkin konuşmacılar tarafından ele alındı.

Zirvenin açılış konuşmasını yapan İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Ege Yazgan teknolojik devrim sürecinde insan faktörünün ve insan odaklı yaklaşımların önemine değindi. Yazgan, “Bu insan kaynakları zirvesi, çok büyük bir teknolojik devrimin eşiğinde olduğumuzu düşündüğümüz bu zamanda son derece anlamlı. Özellikle gençlerimizin bu yeni teknolojik devrimin getirecekleri ve götürecekleri konusunda aydınlanmaya ihtiyacı var. Belirsizlik insanlarda umutsuzluk ve geleceğe dair endişeleri artırıyor, ancak teknolojiyi de fiziki sermayeyi de yaratan insandır. Akıllı zekâ size yardımcı olabilir, her şeyi kolaylaştırabilir. Ama her şeyin merkezinde insan olduğu unutulmamalı” dedi.

Konuşmasında insan ve değişim kavramlarının önemine dikkat çeken Baltaş Grubu Kurucusu Prof. Dr. Zuhal Baltaş, “İstanbul Bilgi Üniversitesi ile çıktığımız bu yolculuk, başlangıcından itibaren keyifli bir deneyime dönüştü. İnsan ve değişim kavramları karmaşık. İnsanı anlamak ve değişimi kurumlarda yaşatmak, yürekten adanmış bir çabanın ürünü oluyor. Psikoloji ve teknoloji, bu değişimin anahtarlarıdır. İnsanı keşfetmek beynin işleyişini anlamak, teknolojiye veri kaynağı olmaktadır. Her gün kullandığımız GPS’den Nvidia’nın insansı robotlara uzanan modellemede psikoloji biliminin bulguları var. Davranış bilimi verilerinin teknolojilerde hayat bulması geleceği şekillendirecek fırsatların kapısını açıyor.  Bu yolculukta bilim ve insan odaklı normların ışığında ilerlemek, hepimize daha aydınlık bir gelecek sunacaktır.” dedi.

‘İK artık insanlara deneyim yaşatmakla yükümlü’

London School of Mind Kurucusu Dr. Kerem Dündar, konuşmasında beyin bilimlerinin insan kaynakları alanındaki önemini vurguladı. Dündar, “Beynin nasıl çalıştığını öğrenmek, bizlerin ve şirketlerin geleceği için kritik. Çünkü beynin yazılımını anlamadan, insanların potansiyelini doğru şekilde yönetmek mümkün değil” dedi. Yapay zekanın iş gücü ve insan davranışları üzerindeki etkilerini de ele alan Dündar, “Yapay zekasız bir beyin düşünmek neredeyse imkânsız. İnsan kaynakları artık sadece yönetimle değil, insanlara deneyim yaşatmakla yükümlü” ifadelerini kullandı. Ayrıca, İK’nın yeni rolünün çalışanların psikolojik sağlığını desteklemek olduğunu belirterek veri okuma ve doğru yorumlamanın önemine dikkat çekti.

Zirvede, insan kaynaklarının dönüşen rolü ve stratejik konumu üzerine dikkat çekici değerlendirmeler paylaşıldı. Eczacıbaşı Topluluğu İnsan Kaynakları Grup Başkanı Dr. Eylem Özgür, 2025 itibarıyla İK’nın kurum stratejisine yön veren temel bir aktör haline geldiğini vurguladı. Sosyal Girişimci ve Stratejik Danışman İdil Türkmenoğlu ise, insanı ölçülebilir kalıplarla tanımlayan geleneksel yaklaşımların yetersiz kaldığını belirterek işin anlamı, aidiyet, özgürlük ve zamanın ruhuna uygun yapıların gerekliliğini ortaya koydu. Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İdil Işık, sağlıklı yaşam ve iyilik hâli uygulamalarını birbirinden ayırarak, bireysel yaşam alışkanlıklarını destekleyen uygulamaların çalışanların kişisel kaynaklarını desteklediğini; ancak kurumsal düzeyde çalışanların psikolojik, sosyal ve duygusal bütünlüğünü gözeten kapsayıcı bir yaklaşımının benimsenerek örgütsel kaynakların da desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

“Hayallerim, Koru Beni!” başlıklı oturumda söz alan Hekim, Yazar, Oyuncu, ve Yönetmen Ercan Kesal, kariyer yolculuğuna dair önemli paylaşımlarda bulundu. Ailesinin beklentileriyle şekillenen kariyerinin, zaman içinde kendi içsel yolculuğuna dönüştüğünü dile getiren Kesal, konuşmasında insanın anlam arayışına değindi. “Anlam kaygısı bir yere CEO olmak içinse, bırakın bu işi” diye konuşan Kesal, otoetnografi üzerine yaptığı çalışmalarla, kişisel ve toplumsal hayatın iç içe geçtiği bir perspektif sunarak hayatın anlamını keşfetmenin önemini vurguladı.

Zirvede konuşan FutureBright Group Kurucusu Akan Abdula ise küresel dönüşüm sürecine dair değerlendirmelerde bulundu.   Trump’ın ABD Başkanı seçilmesiyle birlikte dünyanın dev bir “ABD saadet zincirine” dönüşmekte olduğunu dile getiren Abdula, “İnsan zihni bir simülasyon makinesidir ve bu yeni dünyaya verilecek üç tipik tepki var; kaçmak, savaşmak ya da paralize olmak.” dedi.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tuğba Dalyan, yapay zekânın insan kaynakları süreçlerindeki etkisini şu sözlerle özetledi:
“Yapay zekâ, işe alım süreçlerinden çalışan deneyimine kadar tüm İK alanlarında etkisini hissettiriyor. Özellikle video analizleri ve chatbot uygulamaları yaygınlaştı. Veri güvenliği konusundaki standartlar kuruma göre değişse de aslında bu konuda ortak bir çerçeveye ihtiyaç var” dedi.

‘Mesele motivasyon değil, disiplindir’

Baltaş Grubu Kurucusu Prof. Dr. Acar Baltaş konuşmasında bireysel farkındalık ve yaşam bakışı üzerine tespitlerde bulundu. “Dünya nereye gidiyor?” sorusunun cevabını iyimserlik ya da kötümserlik üzerinden değil, geçmişle kıyas yaparak aramak gerektiğini belirten Baltaş, “İyimser olun demiyorum, sahip olduklarınızı görün diyorum. İyimserlik problemleri çözmez, daha mutlu ama daha kısa yaşatır. Kötümserlik ise sorunları içinden çıkılmaz hale getirir” dedi.
Bilgelik zekâsının genellikle 50’li yaşlarda ortaya çıktığını, ancak 20 yaşında da gelişebileceğini vurgulayan Baltaş, bunun kitap okuyarak, felsefeye ilgi duyarak, farklı dünya görüşlerinden insanlarla vakit geçirerek ve sanata zaman ayırarak mümkün olduğunu ifade etti.
“Mesele motivasyon değil, disiplindir. Disiplin, yapmak istemediğimiz bir şeyi çok istiyormuş gibi yapmaktır” diyen Baltaş, “Her insan, gittiği yere kendi iklimini götürür” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Zirvede, BİLGİ İşletme Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Aydemir moderatörlüğünde “Kişiliğin ve Yetkinliğin İş Performansına Etkisi”, Bell Holding CHRO’su Bilgen Çağlı moderatörlüğünde “Vizyoner İK Uygulamaları”, Baltaş Grubu İş Geliştirme Yöneticisi Başar Baltaş moderatörlüğünde “Yapay Zekâ Temelli İK ve Uygulamaları” ve Baltaş Grubu Eğitim Program Yöneticisi Ebru Güresin moderatörlüğünde “Değerler: Değişimin ve Kararların Pusulası” başlıklı paneller gerçekleştirildi.

Şurada paylaş:

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir