İstanbul’da trafik yoğunluğu hava kirliliğinin başlıca sebebi haline gelirken, özellikle ana yollara yakın ilçelerde kirlilik oranları tehlikeli seviyelere ulaştı! Son günlerde sisli ve puslu havanın etkisiyle gözle görülmeyen ama sağlığı ciddi şekilde tehdit eden kirlilik oranları yükselişte. Peki, İstanbul’da en kirli ve en temiz bölgeler nereler?
İstanbul’da trafik yoğunluğu, hava kirliliğinin başlıca sebeplerinden biri haline gelirken, özellikle ana yollara yakın ilçelerde kirlilik oranlarının arttığı tespit edildi.
Dünyada ve Türkiye’de son dönemlerde hızla önlem alınması gereken konular arasında başı çeken hava kirliliği, son günlerde İstanbul’da sisli ve puslu bir havanın hakim olmasıyla tekrar gündeme geldi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Sürekli İzleme Merkezi bünyesindeki Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı (NEFES) ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı tarafından hava kalitesi anlık olarak takip ediliyor.
Hava kalitesi ölçümleri, belirlenen hava kalitesi endeksine göre değerlendiriliyor. Bu endekse göre hava kirliliği seviyeleri şu şekilde sınıflandırılıyor:
“0 ile 50 arası: Temiz (yeşil), 51 ile 100 arası: Orta (sarı), 101 ile 150 arası: Hassas (turuncu), 151 ile 200 arası: Sağlıksız (kırmızı), 201 ile 300 arası: Kötü (mor), 301 ile 500 arası: Tehlikeli (bordo).” şeklinde sıralanıyor.
“İSTANBUL’DA BAZI YILLAR DAHA KİRLİ, BAZI YILLAR DAHA AÇIK GEÇEBİLİYOR”
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul’da 90’lı yıllara göre 2020’lerde havanın daha temiz olduğunu belirtti.
Hava kirliliği oranlarında bu yıllarda üç haneli sayıları gördüklerini aktaran Toros, “Şimdi iki haneli sayılar görüyoruz. Hedef kirlilikte tek haneli sayıları görmek. Tabii ki İstanbul’da bazı yıllar daha kirli, bazı yıllar daha açık geçebiliyor.” dedi.
Prof. Dr. Toros, İstanbul’da bu yıl en çok araçlardan çıkan azot dioksit değerlerinde artış meydana geldiğini anlattı.
Hava kirliliğinin ana kaynağının fosil yakıtlar olduğuna dikkati çeken Toros, “Fosil yakıtları, şehirlerde bol miktarda araçlarda kullanıyoruz. Şehir dışında sanayi tesislerinde kullanıyoruz. Elektrik üretmek için enerji santrallerinde kullanıyoruz. Ürettiğimiz elektriği evlerimizde ve iş yerlerinde kullanıyoruz. Ne kadar çok elektrik kullanırsak o kadar enerji ihtiyacımız doğuyor. Bu enerjiyi de fosil yakıtlardan elde ediyorsak daha çok fosil yakıt yakmak zorunda kalıyoruz.” diye konuştu.
Toros, şehirlerdeki en önemli sorunlardan birisinin araçlar olduğunu vurgulayarak, “İstanbul’daki araç sayısı 6 milyona yaklaşmış durumda. Gün içinde sürekli hareketlilik var. Bazı yollarda gidiş ve geliş olarak, neredeyse 24 saat trafiğin yoğun olduğu yerler var. E-5 (D-100) güzergahını düşünün, Tuzla’dan Boğaz Köprüsü’ne kadar. Bu tarafta yine 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden Silivri’ye kadar. O güzergahta, çoğu noktada ve günün belli saatlerinde yoğun trafiğin, dur-kalkların çok fazla olduğunu görüyoruz.” ifadelerini kullandı.