Ölümlerin ardından hızla cenaze işlerinin yapıldığı bir kültürden gelen insanlar olarak, uzun cenaze töreni planlamaları ve zamana yayılan cenaze uygulamalarını anlamamız biraz zor görünüyor. Bir de üstüne, daha ölmeden cenaze planı yapılması… İngiltere Kralı Charles’ın ölmeden cenaze planını hazırlıyor oluşuna, plana dair detayların ortaya çıktığı bu hafta bir kez daha şaşırdık.
Kral, cenaze planının merkezine, arasının açık olduğu oğlu Prens Harry ve onun eşi Meghan Markle’ı almak istiyordu. Yani kraliyet görevlerini bırakıp İngiltere’den ABD’ye taşınan, bir de üstüne ‘Yedek’ (Spare) diye kitap yazıp kraliyet ailesi içinde dönen dolaplara dair içeriden bilgiler vererek kraliyette bomba etkisi yaratan oğlunu ve gelinini, cenazesinde en önde yürütmeyi planlıyordu. Hatta torunları Archie ve Lilibet’i de bu plana dâhil etmişti.
Kanser tedavisi görse de yakın zamanda tahtı bırakmak gibi bir niyeti olmadığını açıkça belli eden 76 yaşındaki Kral Charles’ın neden cenazesini ölmeden planlamaya başladığı, bizim için anlaşılmaz olsa da, cenaze gibi dönüm noktaları için planlamalar kraliyet geleneklerine göre çok önceden başlıyor ve normal karşılanıyor.
Saray yetkilileri, ölüm zamanı geldiğinde her şeyin yerli yerinde olduğundan emin olmak için polis, ordu ve kiliseden üst düzey temsilcilerle planlama toplantıları düzenliyor.
Monarşinin hükümdarları, arkalarında unutulmayacak bir tören bırakmak, hayatları boyunca konuşuldukları gibi ölümleriyle de konuşulup bir nevi ölümsüzlüğü yakalamak istiyor.
Son görkemli kraliyet töreni, 2022’de yapılan Kraliçe Elizabeth’in cenazesiydi. Her ayrıntı, geçmişin ritüellerine dayanarak yıllarca planlanmıştı. Mesela, ‘Prenslerin Nöbeti’ ritüeli vardı cenazede. Bu, bir tabutu ceset hırsızlarından koruma ihtiyacından türetilmişti.
FARE AVCISI BİLE VARDI
Her hükümdar kendi törenini titizlikle planladı yıllar içinde. Kraliçe Victoria gibi bazıları bunu yapmak için on yıllar harcadı. Kraliçe Anne, fare avcısını bile davet etti cenazesine. Siyah bir takım elbise giyerek şık görünmesi şartıyla…
Yıllar süren planlamalara rağmen her şey, her zaman düşünüldüğü gibi olmadı elbette.
Prenses Charlotte, 1817’de gömüldüğünde cenaze levazımatçıları sarhoştu. 10 yıl sonra ise York Dükü gömülürken St. George Şapeli o kadar soğuktu ki, Londra Piskoposu hastalanarak öldü ve dışişleri bakanı romatizmal ateşe yakalandı.
TABUT NEREDEYSE YERDE YUVARLANACAKTI
81 yaşında ölen Kraliçe Victoria, 2 Şubat 1901’de gömüldüğünde, gelecek nesiller için tüm kraliyet cenazelerini şekillendiren dehşet anlarından biri yaşandı. Kraliçe Victoria’nın tabutunu çeken zarif beyaz atlardan biri, kalabalıktaki bir şeyden ürktü. At şaha kalkarken, Kraliçe Victoria’nın tabutunu arabaya ekleyen bağlantı koptu; askerler ve kalabalık, Kraliçe Victoria’nin tabutunu taşıyan top arabasının sokaktan aşağı yuvarlanacak noktaya gelişini dehşet içinde seyretti.
Hızlı bir karar alınarak donanma şeref muhafızlarının top arabasını çekmesini sağlandı. Askerler silahlarını bıraktı, koşum takımlarının olduğu arabaya ipleri bağladı ve top arabasını elle St. George Şapeli’ne sürükledi.
İronik olan, kendi cenazesinde her şeyin dört dörtlük gitmesine takıntılı olan Kraliçe Victoria’nın tüm detayları titizlikle planlamış olmasıydı. Victoria, babasının bir asker olmasından gurur duyarak, tam bir askeri tören istiyordu.
Çok sevdiği eşi Albert’in yasını tutmak için yıllarca siyah giymiş olan Kraliçe Victoria, beyaz midilliler ve bir top arabasıyla beyaz bir cenaze töreni istiyordu. Cenazesinde beyaz bir elbise ve gelin duvağı giydirildi. Prens Albert’in sabahlığı ve elinin alçı kalıbı da dahil olmak üzere aile hatıralarının tabutunun içine konulmasını talep etti.
40 yılını kendi ölümüne odaklanarak ve detayları kesinleştirerek geçirmiş olmasına rağmen, 5 milyon sterline mâl olan cenazede aksaklıklar yaşandı. Saati karıştıran Canterbury Başpiskoposu St George Şapeli’ne bir saat erken geldi, dondurucu hava ise yetkililerin yabancı ileri gelenlerin hipotermi geçirmesinden endişe etmesine neden oldu.
KÖPEK, KRALLARIN ÖNÜNDE YÜRÜDÜ
Kral 7. Edward’ın, 6 Mayıs 1910’da 68 yaşındayken bronşitten ani şekilde ölümü kaosa yol açtı. Bedeni, askeri palto giydirilerek dört gün sonra tabuta kondu. Kraliçe Alexandra tabutla ne yapacağına karar vermeye çalışırken, Kral 7. Edward büyük bir meşe tabutun içinde yatıyordu.
Sonunda tabutun mühürlenmesine izin verdi ve tabut Taht Odası’na taşındı. Westminster Hall’da resmi törenle yatan ilk kraliyet üyesiydi. Sonraki üç gün boyunca yarım milyondan fazla insan saygılarını sunmak üzere ziyaret etti.
Londra’daki ünlü Big Ben kulesi, Kral’ın hayatının her yılı için bir kez olmak üzere 68 kez çaldı ve başka bir geleneği başlattı.
Cenaze töreni, 70 ülkeden temsilcilerin katıldığı, Avrupa kraliyetinin o zamana kadarki en büyük buluşmasıydı. Kraliçe Anne, Kral 7. Edward’ın çok sevdiği köpeği Sezar’ın, tabutun arkasından yürümesini istedi ve üzgün küçük hayvanın görüntüsü kalabalığı gözyaşlarına boğdu.
“BEN SEZAR’IM, KRALA AİTİM”
“Ben Sezar’ım, krala aitim” yazan tasmasını takan Sezar, yeni Kral V. George ve ABD’yi temsil eden eski başkan Theodore Roosevelt de dahil olmak üzere dokuz kral ve devlet başkanının önünde yürüdü. Köpeğin önlerinde yer aldığını görmek, Kral’ın yeğeni olan Alman İmparatoru Kaiser Wilhelm’i de üzen bir aşağılama olarak tarihteki yerini aldı.
Cenaze töreninden sonra halk, yas tutan köpeğe o kadar hayran kalmıştı ki, onun hakkında bir kitap yazıldı. Talep o kadar arttı ki kitap dokuz kez yeniden basıldı.
CESET HIRSIZLARINA KARŞI NÖBET GELENEĞİ BAŞLADI
1936’da 70 yaşında hayatını kaybeden Kral V. George’un tabutu, arazi işçilerinin ve korucuların gece boyunca nöbet tuttuğu Sandringham Kilisesi’ne taşındı. Böylece ceset hırsızlarını uzak tutmak ve hastalıktan ölen George, aniden komadan uyanırsa diye hazır olmak için nöbet tutma geleneği başlamış oldu. ‘Prenslerin Nöbeti’ geleneğinin son örneğini Kraliçe Elizabeth’in cenazesinde dört torununun nöbet tutmasıyla gördük.
“HİÇBİR ÇOCUK BUNU YAŞAMAMALI”
Tüm bu planlamalara rağmen, hafızalara en çok kazınan ve gelecekte de konuşulmaya devam edecek tek bir cenaze vardı. Paris’te trafik kazası sonucu trajik şekilde genç yaşta hayata veda eden Prenses Diana’nındı bu cenaze. 1997’de daha 36 yaşındayken hayata veda eden Diana için, o zamanlar 97 yaşında olan Kraliçe Elizabeth’in annesi Kraliçe Elizabeth Bowes-Lyon’un (2002’de öldü) gelecekteki cenazesi için yapılan planlar devreye sokuldu ve artık Diana için uyarlandı.
Kraliyetin bugüne kadar en sevilen üyesi olan Diana’nın İngiltere’yi yasa boğan ölümü sonrası, cenazesini yaklaşık 2,6 milyar kişi televizyondan seyretti. Bu, dünya nüfusunun neredeyse yarısı demekti.
Yüzleri kederden solmuş Prens William ile Prenses Harry, St James Sarayı’ndaki cenaze alayına katıldı ve annelerinin tabutunun arkasından babaları Charles, büyükbabaları Prens Philip ve dayıları Charles Spencer ile yürüdü.
Yıllar sonra Harry o yürüyüşü şöyle anlattı:
Annem yeni ölmüştü ve ben onun tabutunun arkasından uzun bir yol yürümek zorunda kaldım. Orada binlerce kişi, milyonlarcası da televizyonda beni izliyordu. Hiçbir çocuktan bunu yapmasının istenmemesi gerektiğini düşünüyorum.