“NEDEN HİKÂYE ANLATIRIZ” İNKILÂP KİTABEVİ ETİKETİYLE RAFLARDAKİ YERİNİ ALDI

 İnkılâp Kitabevi etiketiyle yayımlanan Christopher Booker’ın iki ciltlik klasikleşmiş eseri “Neden Hikâye Anlatırız” insanlık tarihinin en güçlü anlatı formlarını yedi temel olay örgüsü çerçevesinde inceliyor. Mitlerden romanlara, filmlerden halk masallarına uzanan geniş bir anlatı evreninde Christopher Booker, anlatı biliminin temel yapı taşlarını Neden Hikâye Anlatırız adlı kitabında sistemli bir biçimde ortaya koyuyor.

Her toplumun, her çağın ve her bireyin hikâyelere neden ihtiyaç duyduğunu temel bir sorunsal olarak ele alan Christopher Booker, iki ciltlik başyapıtı Neden Hikâye Anlatırız’da insanlığın en eski zihinsel becerilerinden biri olan hikâye anlatıcılığına ışık tutuyor. Yedi temel olay örgüsü etrafında örülen bu kapsamlı eser, Beowulf’tan Jawsa, Shakespeare’den Tolkien’e, Dickens’tan Tolstoy’a uzanan sayısız örnekle hikâyelerin ortak yapısal şifrelerini çözüyor.

Hikâyelerin yalnızca eğlencelik değil, insan zihninin evrensel ihtiyaçlarından doğan arketipik anlatılar olduğunu ortaya koyan bu kült eser, psikoloji, edebiyat ve mitoloji meraklıları için eşsiz bir kaynak niteliği taşıyor. İnkılâp Kitabevi etiketiyle raflardaki yerini alan Neden Hikâye Anlatırız hem kurmaca üreticilerine hem de okuduklarını derinlemesine anlamlandırmak isteyen okuyuculara hitap ediyor.

ARKA KAPAK

“Önce insanlar bir şeyi inkâr ederler, ardından onu küçümserler, sonra da bunun başından beri bilindiğini söylerler.” 

Alexander von Humboldt

 

1969 sonbaharında Booker, bu eseri kaleme alırken otuz dört yıl süreceğini kendisi de bilmiyordu. Ona göre tek bir kitap için yarım bir ömür harcamak açıkça saçmaydı, ancak eser öyle bir ustalık seviyesine gelmişti ki böyle bir yapıt için başka bir çıkış yolu gözükmüyor gibiydi. İngiliz yaşamını (1950-60) analiz eden ünlü The Neophiliacs üzerinde çalışırken böyle bir kitap yazma fikri ona cazip geldi ve bu başyapıt ortaya çıktı.

Bu eser, hikâyeleri hayal etme biçiminin temelinde yatan bilinç dışı kalıpları, onları daha sistematik bir şekilde keşfetmek isteyenler için vefalı ve disiplinli bir yol arkadaşı. Yazar, hikâye anlatımının ardındaki bu yinelenen kalıpların “evrenselliğini” iletmek için mitlerden ve halk masallarından, “büyük edebiyat” oyunları ve romanlarına, oradan da günümüzün Hollywood filmleri, gerilim filmleri ve bilim kurgularına kadar mümkün olduğunca geniş bir yelpazedeki hikâye türlerini çalışmasına dâhil ediyor. Her bir arketipi detaylı bir şekilde inceleyerek, onların nasıl işlendiğini ve tarihsel olarak nasıl geliştiğini aktarıyor. Genel olarak Batı’nın kültürel hikâye anlatma geleneği içinde kalsa da belirli bir temanın her yerde mevcut olduğunun altını çizmek için gerekli olduğu durumlarda bunun dışındaki örneklerden bahsediyor.

Elinizdeki kitabın I. cildi hikâye anlatımının kökenlerini, II. cildi ise modern zamanda geldiği noktayı anlatıyor. Nihayetinde bu kitap, Batı dünyasının son iki yüz yılının hikâye anlatımında yaşanan olağanüstü değişimleri inceleyen paha biçilmez bir kaynaktır.

Şurada paylaş:

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı Erişim