Zeigarnik Etkisi
Devamını hatırlayamadığınız bir şarkının tüm gün beyninizi meşgul ettiği oldu mu hiç?
Ya da bitirilmemiş bir sorumluluğun sürekli aklınıza geldiği?
Yarım kalan, vedalaşma fırsatı bulamadığımız aşklarımız?
İlişki içinde çözülmemiş, halı altına süpürülmüş sorunların sık sık gündeme gelmesi nedendir sizce?
Yarım kalmış aşklar, hatırlanamayan şarkılar, çözemediğimiz sorunlar, diyet yaparken bir kaşık alıp bıraktığımız tatlılar…
Tamamlanmamış işlerin bitirilmiş işlere göre daha iyi hatırlanabildiğini farkettiniz mi?
Uzmanımız Melisa Özer’den Zeigarnik Etkisi
Sendroma ismini veren Rus psikolog Bluma Zeigarnik, arkadaşlarıyla bir restorana gidiyor ve sipariş veriyorlar.Garsonların not almadan tüm siparişleri eksiksiz teslim etmesi dikkat çekiyor ve aralarından bir psikolog garsonlara bu kadar siparişi aklında nasıl tuttuklarını soruyor.Garson ise siparişleri zihnine yazdığını ve teslim ettikten sonra zihninden sildiğini söylüyor. Bu olay üzerine Bluma Zeigarnik restoranla ilgili deneylerine başlıyor ve çalışmalar sonlandığında, sonlandırılmamış işlerin, zihni meşgul ettiği ve iş bitince, zihnin bu meşguliyetten kendini kurtardığı sonucuna ulaşıyor. Böylece “Zeigarnik Etkisi” dediğimiz fenomen bulunmuş oluyor.
Zihnimizin bilinçdışı çalışan kısmı,başka işlere rahat geçebilsin diye prefrontal kortekse baskı yapar. Aksi durumda, sonraki işler bu durumdan negatif yönde etkilenecektir.Bu şekilde beynimizde tamamlanan işler bir şekilde silinir,tamamlanamayanlar için bilişsel bir gerginlik sağlanır ve daha kolay hatırlanır.
Günlük hayatımızda oldukça sık rastlayabileceğimiz bir durum.Örneğin ilişkimizde bizden kaynaklı olmayan bir problemden nedensiz yere terkedildiysek,zihnimiz bize bunu sürekli hatırlatır ve anılarımız taze kalır.Normal şartlarda zamanla iyileşecek olan zihin, zeigarnik etkisinde olduğundan zamanın süresini de duyarsızlaştırır ve iyileşmesi zaman alır.
Dizilerin her hafta heyecanlı bir yerde bitmesi ve haftaya kadar beklememizi sağlaması, bazı kitapların ve filmlerin birbirinin devamı niteliğinde olup 1 sene aralıklarla yayınlanması ve ertesi seneyi beklemek zorunda kalmamız, kısacık yaptığımız tatillerin tadının damağımızda kalması.. Hepsinin ortak noktası tamamlanmayan şeylerin zihnimizi meşgul etmesinden kaynaklı.
Bu etkiyi gösteren birçok çalışma psikoloji literatürüne de girmiş tabii ki.Bunlardan biri zeigarnik deneylerinden altmış yıl sonra, Kenneth Mcgraw, deneye katılan deneklerden belli bir ödül karşılığında olmak üzere zor bir yapbozu yapmalarını istiyor.Deney başladıktan belli bir süre sonra hiç kimsenin yapbozu tamamlamasına şans tanınmadan deneyin bittiği söyleniyor.Deneklere, yapbozları tamamlamadıkları halde ücretleri ödeniyor. Araştırmacılar, deneyin yapıldığı ortamdan ayrılıyorlar fakat deney asıl bundan sonra başlıyor.Deneye katılanların büyük çoğunluğu, kendilerinden istenmediği halde, deneyin yapıldığı ortamda kalarak yapbozu tamamlamaya devam ediyorlar.
Kısaca planlayıp yapamadığımız tüm planlarımız bize zeigarnik etkili olarak dönüyor diyebiliriz.
Peki bu etkiyi nasıl pozitife çeviririz?
Örneğin yapmamız gereken bir iş var,gözümüzde büyüyor ve yeterli motivemiz yok.Bu işi belli parçalara bölüp bir yerden başlayalım.Başlangıcımızın büyük olmasına gerek yok,herhangi bir yerden başlanabilir. Planlı ve küçük adımlarla ilerlediğimizde zihnimiz her aşamada başarmışlık hissiyle dolacak ve bir sonraki adım için atağa geçmemizi sağlayacak. İçimizdeki “Madem başladım bitireyim” sesi bizi sonuca ulaştıracak.Böylece zihnimiz “Tamamlamam gereken bir iş var” düşüncesiyle andan kopup,keyif almayıp daha sonra “Keşke” demektense, görev ya da durumun tamamlanması yönünde motive olur ve görev, zihnin “ön tarafında” tutulur. Küçük bir başlangıç sayesinde bu etkiyi avantaja çevirmemiz mümkün olabilir.
Melisa Özer
Mail:[email protected]
Instagram: @ozermelisa