Spor yazarları MKE Ankaragücü-Fenerbahçe maçını değerlendirdi
Süper Lig’in 22. haftasında deplasmanda MKE Ankaragücü ile karşılaşan Fenerbahçe, sahadan 2-1 mağlup ayrıldı. Spor yazarları Erman Toroğlu, Emre Bol, Dr. Gürkan Kubilay ve Reha Kapsal karşılaşmayı değerlendirdi. Bol, Ersun Yanal eleştirisinde bulunurken, Dr. Gürkan Kubilay ise sarı-lacivertli takım için “En kötü Fenerbahçe” yorumunu yaptı. İşte spor yazarlarının MKE Ankaragücü – Fenerbahçe maçı yorumları…
ALIN SİZE YANAL! – EMRE BOL
Zengin babayı hayırsız evlat, Memur kocayı süslü avrat, Fakiri de kuru inat bitirirmiş” diye bir söz vardır. Ben bu sözü birazcık değiştirdim, “Fenerbahçe teknik direktörünü saçma inat bitirir.” Fenerbahçe’nin Ersun Yanal’la şampiyonluğa gidemeyeceğini haftalar önce söylemiştim. Zaman ne yazık ki beni haklı çıkarıyor.
”F.BAHÇE’DE ANCAK KONDİSYONERLİK YAPABİLİR”
Takıma sadece güç, kuvvet, dayanıklılık yüklemesi yaparak şampiyon olamazsın. Nerede taktik, nerede akıl? Yanal iyi bir antrenördür ama kariyeri boyunca asla iyi bir taktisyen olamadı. Fenerbahçe’de de ancak kondisyonerlik yapabilir. Hazır takımı alıp şampiyon olmak kolay tabi!
Hasan Ali iyileşmiş 3 haftadır görev bekliyor, Jailson yaptığı hatalarla aslında, “Beni stoper oynatma artık” diyor. Yönetim bu kadar sıkıntının arasında gitmiş sana Falette’yi almış. Lig bitecek adamı hala göremedik. Ya A.Gücü karşısında Fenerbahçe’nin elle tutulur pozisyonu yok pozisyonu!
Elindeki kadroyu kullanmaktan aciz Ersun Yanal, “Ben yaptım oldu” diyerek Fenerbahçe’yi şampiyonluktan etti. Yazıktır, günahtır. Geçte olsa Dirar’ı sağ öne aldın neden Hasan Ali’yi tercih etmedin? Sol beke geçen Deniz yüzünden Fenerbahçe’nin sol kanadı yol geçen hanı oldu. Gelen geçen Deniz’in belinden su aldı! Ama ne Jailson’a ne de Deniz’e kızıyorum. Kızgınlığım bu kara düzene! Kimin ne yaptığı, nerede oynadığı belli değil. A.Gücü takımını ve taraftarını tebrik ediyorum. Son dakikaya kadar savaştılar.
Son sözüm sosyal medyada Ersun Yanal’ın gelmesi için yırtınan bazı taraftarlara… Alın size Ersun Yanal!
RUH FARKI – ERMAN TOROĞLU
Bir tarafta 2 yılda kurulan bir takım, teknik direktörü 1.5 senedir başında. Diğer tarafta 2 saatte kurulan bir takım. Tamamen toplama bir takım. 15 günlük teknik direktör. Peki iki takım arasındaki fark ne? Birinin ruhu var, diğerinin yok.
Ankaragüçlülük ruhu farklıdır. O takımın formasını giydin mi o müthiş seyirci ile beraber, havayı yakalarsın. Eğer takım düşerse bu Ankaragücü seyircisine yazık olacak. Reşit Akçay’ı oldum olası beğenirim. Tek maç için konuşmuyorum. Yetkili olsam Trabzon’daki bütün alt yapıyı ona bağlarım. Kendisi de bunu defalarca söyledi ama demek ki daha iyi bilenler var orada.
Fenerbahçe haftalardır sadece mücadele ediyordu ama antrenörü çıkıyor “Muazzam seyircimizle şampiyon olacağız. Önümüzü kesiyorlar” diyor. Başkan ve yöneticiler çıkıyor “Bizi TFF perişan ediyor” diyor. Teknik adam ve yöneticilerin söyledikleri takımı etkiledi. Nasıl mı?
Doğru dürüst top oynamayan futbolcular “Nasıl olsa bizim yöneticiler suçluyu buldular. Taraftarı da hazırlıyorlar” diye düşündüler. Bakanlar suçlu, TFF başkanı suçlu, hakemler suçlu, Erman Toroğlu suçlu. Suçluoğlu suçlu ürettiler ama kazın ayağı öyle değil. 2 saatte kurulan toplama ama ruhu olan takım bakın sizi ne hallere soktu. O zaman suçu karşıda aramayın. Bakın dönün kendinizde arayın.
Hakem için bir şey demeyeceğim. Bu hakeme ve bundan önce F.Bahçe maçını yöneten hakemleri çözemiyorum. Serdar Aziz nasıl çift sarı kartlardan atılmıyor anlamış değilim. Rakibe vuruyor, basıyor, itiyor tık yok. Ya Serdar gitti kendine büyü yaptırdı, o pozisyona girince hakemler onu görmüyor. Ya da bu hakemler formadan korkuyor. Malatya ve F.Bahçe galibiyeti. A.Gücü 2 haftada büyük iş başardı. Ama başlangıç olmalı. Aynen devam etmeliler. Tebrikler Ankaragücü.
EN KÖTÜ FENERBAHÇE – DR. GÜRKAN KUBİLAY
İlk 4 dakika dolduğunda F.Bahçe’nin ceza alanındaki girişim sayısı normal bir karşılaşmanın iki katıydı. Ozan ve Kruse etkili şutlarla kaleyi yokluyordu. İlk 10 dakika dolduğunda topla oynama oranlarında F.Bahçe yüzde 82 ile çok üstündü ama en net gol pozisyonunu kaçıran hızlı hücumda Ankaragücü Rodrigues ile oluyor, A.Gücü savunma arkasına 2 hızlı adamı ile kaçmayı sevince, 13. dakikadaki ikinci kaçışında önce Altay’ın sonra da Jailson hatasıyla golü de buluyordu.
Bu gol, bu sezon, A.Gücü’nün iç sahada ilk 30 dakikada attığı ilk goldü. Avrupa’nın net gol pozisyonu gole çevirmedeki en beceriksiz takımı Fenerbahçe arkasından Ozan ve Tolga’yla iki pozisyonu daha kaçırıyordu. Ama Fenerbahçe savunma arkasına atılan her top gol tehlikesi oldu ve 24. dakikada Altay kurtarmasa işler daha zor bir hal alabilirdi.
Emre-Tolga değişikliği geldi 2. yarı başında.Dirar sağ öne ,Deniz solbeke geçti.Ama tam 20 dakika boyunca ilk yarıdaki gibi etkisiz bir oyun vardı ,nitekim Emre 65. dakikada sakatlanarak yerini Ferdi’ye bıraktı. Takımın hırsı kazanma arzusu, yenilgiye isyanı çok çok alt seviyelerdeydi.Isla-Mevlüt hamlesi geldi..
Ama hızlı hücumda Fenerbahçe’ye Michailak’tan pozisyon bulacağını bilen Ankaragücü yine bir hızlı hücumda Rodriguez ile golü buldu. Devre arasında kurulan bir takım olarak ,çok akıllı oynamanın karşılığını alıyorlardı. Tolga ısrarı, kötü değişiklikler, kayıba karşı olmayan isyan, A.Gücü’nün doğru analizi ,akıllı oyunu ile, bu sezon gördüğüm en kötü Fenerbahçe, A.Gücü’ne hak ettiği bir galibiyet verdi.
İLK DÜĞMEYİ! – REHA KAPSAL
Fenerbahçe olmazsa olmaz 3 puan için gittiği Ankaragücü deplasmanında, Ersun Yanal’ın hatalı saha içi kurgusu+dizilişi ve rakip analizini doğru yapmaması yüzünden ummadığı bir yenilgi aldı. Eğer Rodrigues gibi hızlı bir kanat adamı oynamıyorsa, Ferdi de yedekse burada oyunu çizgilerden değil merkezden planlayabilirdi.
Ersun hoca aynı şeyleri yapıp, farklı sonuçlar bekliyor. Savunmada hem Jailson hem de Dirar ile başlaması büyük bir hata. Sezon başından beri hala bu konuda çözüm üretemedi. Yedek kulübesinde Falette, Rami haftalardır bekliyor. Sol bekte de sakatlığı geçen ve hafta içi kupa maçında oynayan Hasan Ali ile başlayabilirdi.
Fenerbahçe 4-3-1-2 dizilişiyle; geri dörtlüde Dirar, Serdar, Falette (Rami), Hasan Ali orta sahada Gustavo, Ozan, Zajc, önlerinde on numara Kruse, forvette Mevlüt ve Vedat Muriç ile de oynayabilirdi. Bu esnekliği ve derinliği Ersun Yanal’ın göstermesi gerekirdi.
Kapalı Ankaragücü savunmasına karşı set hücumunu yapacak beceri yoktu sarı-lacivertli takımda. Pasın hızı yeterli değildi. Set hücumunun özelliği rakibin mesafelerini açıp daha fazla koşmasını sağlamaktır.
Bunu da yapamadılar. Fenerbahçe kendini yorup, Ankaragücü’nü diri tuttu. Zaten ümidini kontratağa bağlayan başkent temsilcisi golleri de böyle buldu. Çok koşmadıkları için daha kompakt bir görüntüyle savunma yaptılar. Bu oyun Ankaragücü’nün ikinci yarı daha diri kalmasını ve ikinci golü bulmasını sağlarken, Fenerbahçe’nin kontrolsüzlüğünü daha da artırdı.
Futbolu istatistik üzerine okumanın ne kadar yanlış olduğunu, ne zaman, nerede, nasıl doğru pas, şut ve koşu yapılması gerektiğini bir kez daha gördük. Ersun Yanal oyuna müdahalelerde ve yanlış oyuncuları oyuna alarak ciddi hatalar yaptı. Çıkardığı yanlış onbirle “Fenerbahçe ilk düğmeyi yanlış ilikledi!” Bunun sonucunda da hiç akıllarında olmayan bir 3 puan kaybı yaşadılar.
"Aspor"
