Türkiye’nin ekonomideki yapısal sorunları artıyor!

Türkiye’nin ekonomideki yapısal sorunları artıyor!

Türkiye’nin ekonomideki yapısal sorunlarına pandemi de eklenince tablo giderek vahim bir hal almaya başladı…

Ödemeler dengesindeki bozulma, artan faizler ve TL’deki değer kaybı birçok sektörde zaten mevcut olan kırılganlıkları artırıp derinleştirdi. Turizmde takibe giren kredi oranı yükselirken, mobilyada hammadde sıkıntısı yaşanıyor. Birçok sektör de artan maliyet, düşen talep ve kırılan tedarik zinciri nedeniyle zorlanıyor. Kırılganlıklarını güçlendirmeye çalışan sektör şirketleri ise kendi önlemleriyle güçlenme planları yapıyor.

Nilüfer Gözütok Ünal
[email protected]
Kasım 2020 tarihli sayıdan

Türkiye’de cari işlemler açığı milli gelirin yaklaşık yüzde 4’üne ulaştı. Bu açığın finanse edilmesi gerekiyor ama ülkenin döviz rezervi çok düşük olduğu için burada büyük sıkıntı olacak.” Bu sözler dünyaca ünlü ekonomist Prof. Steve Hanke’e ait. Türkiye ekonomisini yakın markaja alan ünlü ekonomist, son dönemde ülkedeki kırılganlıkların arttığına dikkat çekiyor. Rakamlarla mevcut tablo da Hanke’i doğruluyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Yönetim verilerine göre bu yılın eylül ayında hazine, 29,7 milyar TL açık verdi. Böylelikle yılın ilk 9 ayında açık 140,6 milyar TL’ye ulaştı. Yıla 5,95 ile giren dolar kuru, ekim ayında 7,90’ın üzerine çıktı. Yılbaşından itibaren TL dolar karşısında yüzde 32’nin üzerinde değer kaybetti. Bu yıl nisan ayında yüzde 8,45 seviyesine kadar düşen tüketici kredisi faizleri, eylül ayının son haftasında yüzde 17,84’e kadar çıktı. Yüzde 8,99 olan ihtiyaç kredisi faizleri de yüzde 18,92’ye ulaştı. Ödemeler dengesindeki bozulma, artan faizler ve TL’deki değer kaybı, ekonominin hassas karnı tüketimde baskıyı artırırken, işsizliği ve enflasyonu tırmandırdı. Makro ekonomideki mevcut durum bugün tüm sektörleri etkiliyor.

FİNANSAL SAĞLIK PEŞİNDE

Yaşanan bu zorluklar karşısında belli noktalarda kırılganlığı artan şirketler, finansal anlamda daha sağlıklı olmak için aylardır çeşitli önlemler alıyor. Satışlarının yüzde 70’i ihracat olan Canovate Group, pandemi sürecinde yurt dışı kaynaklı ciro düşüşünü öngörerek finansal hedging uygulamasına başladı. Grubun CFO’su Zafer Akay, “Kur kaynaklı maliyetleri en aza indirmek için 6 ay önce banka kanallarıyla forward kurlar satın aldık. Bu şekilde negatif etkileri en aza indiriyoruz” diyor. Ayrıca nakit gereksinimini karşılamak için minimum stokla çalışma ve alacak tahsil hızını da iyileştirmeye odaklandıklarını belirten Akay, “Böylelikle bizi daha güçlü kılacak hamleleri yerine getirdik” diyor. Faydasıçok Holding de hem iç piyasa hem ihracat satışları için sigorta sistemine geçti. Satışlarını ve tahsilat risklerini teminat altına aldıklarını belirten grubun patronu Naci Faydasıçok, “Satış vadelerimizi kısaltıp, tedarikçi alımlarında vadeli alım yapmaya çalışıyoruz. Zaten açık pozisyon taşımıyorduk, daha hassas yönetmeye başladık” diyor. Geberit de alacaklarının teminat oranlarını yükseltti. Bu konuda büyük ölçüde hedeflerine ulaştıklarını açıklayan Geberit Türkiye Finans Müdürü Sinem Ertaş, “Mevcut alacaklarımızın dörtte üçü teminatlı durumda” diyor. Doğuş Otomotiv, nakit akışı yönetimiyle likiditeyi güçlendirmeye odaklandı. Doğuş Otomotiv CEO’su Ali Bilaloğlu, alternatif finansman kanalları yaratmanın yanı sıra ek kaynak oluşturduklarını belirtiyor, olabildiğince sabit faizli ve uzun vadeli borçlanmaya çalıştıklarını dile getiriyor. Orge Elektrik, likidite ve nakit akışı sorununu çözmek için hazır değer tabanını genişletti. Bunu yaparken maliyet avantajı yarattıklarına değinen Orge Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı Nevhan Gündüz, “Uyguladığımız sıkılaştırılmış hakediş ve tahsilat yönetimiyle nakit akışı gecikmelerini de minimize etmeye çalışıyoruz” diyor.

TEDARİK ZİNCİRİNDEKİ DEĞİŞİM

Stok yönetimi, tedarikçi ayağında düzenleme yapmak, dijitalleşmeyi hızlandırmak ve verimlilik çalışmaları da şirketlerin kendilerini zorlu dönemde güçlü tutmak için aldıkları önlemlerin başında yer aldı. İlaç sektörünün güçlü oyuncularından Onko Koçsel İlaç, tedarik sürelerinin uzaması nedeniyle harekete geçti. Şirketin yönetim kurulu üyesi Tuğçe Koç, “Mümkün olduğunca stoklu gidebilmek üretimlerimize devam edebilmemizi sağladı. Tabii stoklu gitmenin de bir maliyeti var. Özellikle kur artışları ve yüksek faizlerden dolayı ciddi bir finans maliyeti söz konusu. Kur riskimizi ve finansal maliyetimizi azaltabilmek adına çeşitli hedging işlemleri kullandık” diyor. Plastik sektörü, likidite konusunda daha hassas yaklaşarak stoklarını emniyetli seviyelerde tutmaya öncelik verdi. Sektör adına konuşan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Hammadde ve yardımcı malzeme ihtiyaçları için tedarikçi zincirimizi alternatif tedarikçilerle zenginleştirdik. Buradaki yapıyı darboğazların önüne geçecek şekilde sağlamlaştırmaya çalıştık” diye konuşuyor. Hafele, mart ayından itibaren pazardaki yavaşlamanın tedarik zincirindeki kırılmalara neden olacağını öngörerek aşamalı şekilde stoklarını güçlendirdi. Hafele CEO’su Hilmi Uytun, “Bunu yaparken bir yandan da doğru stok adetlerini tespit ederek işletme sermayemizi optimize ettik. Depoya ürün getirme sıklığını artırdık ve finansal yüklerimizi azalttık” diyor. Sarkuysan, rotasını güvenilir şirketlere çevirdi. Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, “Finansal yapısı sorunlu şirketlere daha az satış yapmayı planladık. Yurt içi ve yurt dışı bütün satışları sigortaladık. Katma değeri yüksek ürünlere yöneldik” sözleriyle yeni yaklaşımlarını anlatıyor.

DİJİTALLEŞME ATAĞI

Birçok şirket dijitalleşmeyi hiç olmadığı kadar öncelik listesine aldı. Doğtaş e-ticaret, dijital pazarlama ve bilgi teknolojileri ekiplerini güçlendirdi. Bulut teknoloji altyapısıyla geliştirilen insan kaynakları uygulamalarını devreye aldı. Silk&Cashmere, mağaza sayısını azaltıp e-ticarete ağırlık verdi. Normalde 3-5 yıl sonrası için hedefledikleri 4 amiral mağaza ve Türkiye’nin en yüksek standartlı e-ticaret platformu senaryolarını 3-5 ay içinde gerçekleştirdiklerini belirten şirketin CEO’su Ferhat Zamanpur, “Radikal bir karar gibi gelse de stok yükü, maliyetler ve verim açısından çok doğru bir karar olduğu şimdiden belli oldu. Hem ciro kaybını ve riskimizi minimize etmiş olduk hem kârlılığımızı ciddi anlamda artırdık” diyor. Pernod Ricard, satış organizasyonunu yeniden yapılandırarak sahaya daha yakın olma adına adımlar attı. Pernod Ricard MENAT CEO’su Selçuk Tümay, “Ev içi tüketimin artmasıyla beraber geleneksel ve modern kanala yaptığımız mazağa içi yatırımları da artırdık” diyor. GF Hakan Plastik, verimliliği ön plana aldı. Yalın üretim çalışmalarına ağırlık veren şirketin satış direktörü Murat Üçer, yapılan çalışmaları şöyle paylaşıyor: “Süreçleri, lojistik ve sevkiyatı iyileştirme, kalite hata önleme ve her türlü israfı azaltma konuları üzerinde duruyoruz. Ayrıca Ankara’da bir dağıtım merkezi açtık. Bu merkezle de daha hızlı malzeme tedariki sağlamayı amaçladık.”

"Capital"

Şurada paylaş:

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir